Gençlere örnek oldu
Çocuk yaşlarda teneke ve soba borularıyla melodiler çalan "Yaşayan İnsan Hazineleri" ödülü sahibi 62 yaşındaki davulun efsanesi Adem Göçer, mütevazı kişiliğiyle gençlere örnek oluyor.Çocuk yaşlarda teneke ve soba borularıyla melodiler çalan, Neşet Ertaş'tan sonra "Yaşayan İnsan Hazineleri" ödülüne layık görülen ikinci Kırşehirli unvanına sahip 62 yaşındaki davulun efsanesi Adem Göçer, düğün ve etkinliklerde sanatını icra ederek, gençlere örnek oluyor.
GELENEĞİ YAŞATIYOR
Bozlak ustası, ünlü halk ozanı Neşet Ertaş'ın tavsiyesi ile Kırşehir Kültür ve Turizm Müdürlüğü bünyesinde 2001 yılında kurulan Ustalar Müzik ve Oyun Topluluğu'nda 2005 yılından itibaren davuluyla yer alan Göçer, Almanya'dan Tayland'a kadar birçok ülkedeki konserlerde sanatını icra etti.Abdal kültürünün tanıtılması ve yaşatılması için Türkiye genelinde de sayısız konserlere katılan Göçer, 11 Şubat'ta, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi çerçevesinde Kültür ve Turizm Bakanlığından aldığı "Yaşayan İnsan Hazineleri" ödülü ile sanatını zirveye taşıyarak, aynı ödülü alan Neşet Ertaş'ın yaşadığı mutluluğu tattı.
GENÇLERE TAVSİYELER
İlerleyen yaşına rağmen düğünlerde, etkinliklerde adeta davulunu konuşturmaya devam eden Göçer, dedesi ve babasından gelen bu mesleği oğluna ve Abdal kültüründen gelen birçok gence öğreterek, bu sanatın yaşamasına katkı sağladı."Yaşayan İnsan Hazineleri" ödülüne layık görülen ikinci Kırşehirli unvanına Adem Göçer, yaptığı açıklamada, "Yaşayan İnsan Hazineleri" ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın elinden almanın mutluluğunu yaşadığını belirterek, devletine minnettar olduğunu söyledi.Toplulukta davuluyla sanatını icra ettiğini anlatan Göçer, Almanya, Hollanda, Avusturya, Fransa ve Belçika'nın yanı sıra Tayland'da da Türkiye'yi temsil etme gururunu taşıdığını vurguladı.Abdal geleneğinde sanatın bir okulu olmadığını belirten Göçer, kulak dolgusuyla davul çalmaya başladığını, düğünlerde ilerlettiği sanatında bu alanda gençlerin yetişmesine gayret gösterdiğini aktardı.
YANIMIZDA ÇOK SANATÇI YETİŞTİ
Göçer, sanatını devam ettirmek için gençlere örnek olmaya gayret gösterdiğini vurgulayarak, şunları söyledi:"Çocuklarımız o bidonları çalarken biz dinleriz hangisi iyi ritim tutuyor diye. Bir düğünde çocuk yanımıza gelir şu davulu tut hele bir çal deriz. Çomağı sıkı tutuyor da çubuğu da iyi vuruyorsa bakarız ki bu iyi. Bir gün, düğün sahibi 'sağ ol usta ' dedi mi orada namını alır, usta olur çıkar. Yanımızda çok sanatçı yetişti. Sadece davul çalmadı. Hareketlerimizi, davulla yapılan figürleri, davulun üstüne çıkmalara kadar örnek aldılar. Şimdi o öğrettiğim kişilerin birçoğunun sakalları ağardı."Davul çalmayı ancak ölünce bırakabileceğini anlatan Göçer, "Nasıl başladıysa öyle de sonu olur. Ne zaman küreği eline alır da Adem ustanın üstüne iki kürek toprak atayım dersen, bizim emekliliğimiz öyledir." diye konuştu. Göçer, çok ödülü olduğunu ancak Neşet Ertaş ile anılan bir ödülü almaktan ayrıca mutluluk duyduğunu vurgulayarak, "Neşet Ertaş'ın ismi ile ismimin anılması beni duyguların en büyüğüne iletir. Onun adının anıldığı yerde garip Adem'in adının anılması onurların en büyüğü." ifadelerini kullandı.