Sağlığı anlattı
AÇIKLAMADA BULUNDU
Saadet Partisi Ä°l BaÅŸkanı Veysel Kutluca, “Dünyayı ve Türkiye’yi etkisi altına alan Covid-19 virüsü ve salgınına karşı yürütülen mücadelenin merkezinde ve en önünde hiç kuÅŸkusuz ki; hekiminden, hemÅŸiresine, teknisyeninden, teknikerine, güvenlik görevlisinden, hizmetlisine, memurundan, yöneticisine saÄŸlık emekçileri var. Sadece pandemi sürecinde deÄŸil öncesinde ve sonrasında da saÄŸlık sisteminin bütün yükünü, saÄŸlık emekçilerinin omuzuna yüklediler. SaÄŸlık personeli, unvan ayırımı ve kamu-özel farklılığı olmaksızın iÅŸ yükleri, iÅŸ güçlükleri, personel yetersizlikleri, çalışma süresi uzunluÄŸu, iÅŸ-aile uyumu imkansızlığı, çalışma ÅŸartları zorluÄŸu ile ücret-maaÅŸ yetersizliÄŸi, mobbing ve ÅŸiddet maÄŸduriyeti gibi sayısız adaletsizliÄŸe maruz kaldılar. Hükümet ve Bakanlık; bütün bu eÅŸitsizliklere ve adaletsizliklere karşı saÄŸlık için ter dökenlerden fedakarlık bekledi ve istedi hatta ötesi fedakarlık yapma görevi verdi.
KAPLUMBAÄžA HIZI GÄ°BÄ°
Emekli olmaları, istifa etmeleri, izin istemeleri hatta eve gitmeleri yasaklanacak, sınırlanacak önemli bir görevi icra ettikleri kabul edildi. Ä°ÅŸ konusunda emsalsiz kabul edilirken, maaÅŸ, ücret ve mali-sosyal haklar noktasında mecalsiz hale getirildiler. Ä°ÅŸ yükleri sürekli artarken, maaÅŸları, ek ödemeleri ve gelirleri reel olarak sürekli düÅŸtü. Kendilerinden her hal ve ÅŸartta emek vermeleri beklenirken, emeklilikteki dahil maaÅŸlarının yükseltilmesi beklentileri karşılanmadı, bu konuda verilen sözler yerine getirilmedi. Özel saÄŸlık hizmeti sunucularına vatandaÅŸa verdikleri hizmette %200’e kadar fark ücreti alma imkanı verilirken, o hizmetleri sunan saÄŸlık emekçilerine genel olarak kamudaki emsallerinden düÅŸük ücret verilmesine sessiz kalındı. Bir bardak çay içme süresinden daha kısa sürede teÅŸhis koymaları, tedavi önermeleri, takip etmeleri beklendi. Hastaların sorunlarını hızla çözmesi istenen saÄŸlık çalışanlarının mal ve sosyal haklarla ilgili sorunlarını çözümü bir tarafa görümü bile kaplumbaÄŸa hızına ulaÅŸmış deÄŸil” dedi.
MÜMKÜN OLMAYACAK
Kutluca, “Türkiye’de, günlük hayatın farklı mecralarında artık olaÄŸanlaÅŸan bir ÅŸiddet sarmalıyla karşı karşıyayız. Bu sarmalın kendini en yoÄŸun hissettirdiÄŸi, “kör göze parmak” haline geldiÄŸi zemin ise “saÄŸlık, maÄŸduru ise saÄŸlık çalışanları, ÅŸifa emekçileridir. SaÄŸlık çalışanlarına yönelik engellenemeyen ve giderek artan ÅŸiddet olayları; saÄŸlık kurumları ve kuruluÅŸlarını iÅŸ saÄŸlığı ve güvenliÄŸi yönüyle artık fiilen “çok tehlikeli iÅŸyeri” sınıfına dahil etmeyi gerektiriyor. SaÄŸlığımızı koruyanların hayatını koruyamayan, ÅŸiddetin, hiddetin maÄŸduru konumundan kurtaramayan bir “acziyet hali” yaÅŸanıyor. Åžüphesiz ki ÅŸiddet eylemlerini gerçekleÅŸtiren faillere, hak ettiÄŸi ceza verilmelidir. Fakat, beraberinde de ÅŸiddet eylemini, eÄŸilimini, ÅŸiddet tercihini sona erdiremeyen, caydırıcı ve önleyici kuralları, kararları ve uygulamaları hayata geçiremeyen “gafil özneler” hesap vermelidir, “sefil ve aciz sistem” deÄŸiÅŸmelidir. Aksi halde günlük hayatın içinde “ÅŸiddet fiili” yüklemli ve “ÅŸiddet faili” özneli cümle kurmaktan kurtulmak mümkün olmayacaktır” dedi.
ŞİDDET ÇOK BÜYÜK
Kutluca “SaÄŸlık çalışanlarına yönelik ÅŸiddetin nedenleri, niçinleri ve nasılları noktasında yapılması gerekenler ile yapılmaması gerekenler gayet açık ve nettir. Görünen o dur ki; “saÄŸlıkta ÅŸiddet, bit(irile)meyen cinnet” düzeyine gelmiÅŸtir. Hukuk kurallarının caydırıcılığıyla sınırlı bir bakış artık durumu düzeltmiyor. Åžiddetin eylem olarak önleyen, eÄŸilim olarak da akla getirmeyen bir iÅŸleyiÅŸin ortaya konsası gerekiyor. Åžiddete maruz kalanlar ile ÅŸiddeti tercih edenler arasındaki iliÅŸkinin “saÄŸlık hizmeti” olduÄŸu dikkate alındığında, hizmetin sunumuna yönelik süreçlerin, iÅŸ yoÄŸunluÄŸunun, iÅŸ akış uygulamalarının, emek verenlerin haklarının, imkanlarının, alın teri karşılıklarının yeniden tanımlanması gerekir. SaÄŸlık çalışanlarına yönelik mali, sosyal ve özlük haklarıyla ilgili kurulan cümleler ile yaÅŸanan gerçekler arasındaki büyük uçurum bir türlü giderilemedi. Meclise sevk edilen ve daha sonra da kaderine terk edilen mali haklara iliÅŸkin artış düzenlemesinin akıbeti belli deÄŸil. SaÄŸlık çalışanlarına yönelik “düÅŸük ücret alıyorlar, büyük ÅŸiddet görüyorlar” cümlesi bir tez deÄŸil açık gerçektir. Pandemi süreci boyunca kürsülerden alkışlanan, onurlandırılan, sürekli teÅŸekkür edilen saÄŸlık emekçilerinin maaÅŸları, bordroları, ücretleri, ek ödemeleri ve emeklilik gelirleri; “lafla peynir gemisi yürümez” demeyi gerektiriyor” diye açıklamada bulundu.