Barış açıklaması
1 Eylül Dünya Barış günü münasebetiyle Kırıkkale'de bulunan sivil toplum örgütleri Kırıkkale Cumhuriyet meydanında buluÅŸarak açıklamada bulundu. Grup adına açıklamada bulunan EÄŸitim Sen Åžube BaÅŸkanı Yüksel Åžahin, "1 Eylül Dünya Barış Günü savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz herkesi barışın iyileÅŸtirici gücüne sahip çıkmaya çağırıyoruz'' dedi.
MEYDANDA TOPLANDILAR
Åžahin, "Ä°nsanlık tarihinin en acımasız, en kanlı ve en kirli savaşı olan Ä°kinci Büyük Emperyalist Paylaşım Savaşı’nın baÅŸladığı 1 Eylül 1939 tarihinin üzerinden tam 79 yıl geçti. Ardında en az elli iki milyon ölü, milyonlarca engelli, moloz yığını haline gelmiÅŸ kentler, büyük bir acı ve gözyaşı bırakan bu büyük yıkımın baÅŸladığı tarih olan 1 Eylül tüm dünyada Barış Günü olarak kutlanıyor. Ancak aradan geçen 79 yıla raÄŸmen emperyalist ülkeler, savaÅŸtan, kan dökmekten, barbarlıktan vazgeçmiyorlar! Dünyayı kana bulamaya devam ediyorlar. ‘Bütün SavaÅŸlar Ä°ç SavaÅŸtır. Çünkü Tüm Ä°nsanlar KardeÅŸtir ’Yüzlerce yıldır sahnelenen emperyalist hegemonya alanlarını geniÅŸletme projesi halklar arasındaki milliyet, din, dil, etnik kimlik farklılıklarını düÅŸmanlaÅŸtırma politikalarına, savaÅŸlara alet etmeye devam ediyor. Sürüp giden savaÅŸlarda yok olan hayatlar, doÄŸada yaratılan tahribat, açlığa, susuzluÄŸa, sefalete sürüklenen milyonlar, göç yollarında yitip giden yüz binler, her geçen gün derinleÅŸen gelir adaletsizliÄŸi umurlarında bile deÄŸil'' dedi.
HER GÜN BÄ°RAZ DAHA YOK EDÄ°LÄ°YOR
"21. Yüzyılın dünyasında OrtaçaÄŸ gericiliÄŸi ve zulmü ile karşı karşıya kalan; katledilen, savaÅŸ ganimeti olarak köle pazarlarında satılan kadınlar, cesetleri kıyılara vuran Aylan bebekler umurlarında bile deÄŸil… Çünkü onların, sömürü politikalarının sürmesi halkların bölünüp, parçalanmasına, düÅŸmanlaÅŸtırılmasına baÄŸlı. Sınırlarını demir tellerle çevirirken acıya pasaport soruyorlar. Dünyayı saran savaÅŸlarda yaÅŸanan insanlık dramını timsah gözyaÅŸları ile geçiÅŸtiriyorlar. Kendilerine sığınan, yersiz yurtsuz kalmış çaresiz insanları evlatlarından koparacak kadar, karın tokluÄŸuna çalıştırılan köleler olarak sermayenin emrine sunacak kadar alçalıyorlar. BaÅŸta yanı başımızdaki OrtadoÄŸu olmak üzere tüm dünyada silahlar konuÅŸtukça bütün insanlık ağır bedeller ödüyor. EÅŸitliÄŸe, özgürlüÄŸe, demokrasiye dair temel kazanımlar her gün biraz daha yok ediliyor.''
EMEKÇÄ°LER ÖDEMEYE DEVAM EDÄ°YOR
"Çünkü onlar savaÅŸtan, savaÅŸ ortamının sunduÄŸu sömürüden besleniyorlar…Kendilerine baÄŸladıkları kukla yönetimleri ‘vekâlet savaÅŸları’ adı altında maÅŸa olarak kullanırken kardeÅŸi kardeÅŸe kırdırıyor, sınırları yeniden çiziyorlar. Çünkü onların renk körü gözleri dünyayı saran kanın kırmızısını görmüyor… Çünkü onların gözleri her baktığı yerde sadece doların yeÅŸilini, petrolün siyahını görüyor… Savaşı Zenginler Çıkarıyor, Bedelini Yoksullar Ödüyor! Her dönem olduÄŸu gibi bugün de savaÅŸa karar verenler kendi çocuklarını cephenin uzağında tutuyor. Yıkımın faturası hep aynı adrese; çocuklarını savaÅŸa kurban veren, savaÅŸ ortamında üzerlerindeki sömürü katlanarak artırılan yoksullara, emekçi sınıflara kesiliyor. Tüm dünyada olduÄŸu gibi ülkemizde de savaÅŸların, darbelerin ve ekonomik krizlerin bedelini yoksul halklarımız ve emekçiler ödemeye devam ediyor.''
ARDINA KADAR AÇIYOR
"Adına ‘yeni’ denilen, tek adam rejiminde demokrasinin, hukukun, adaletin son kırıntıları tek tek rafa kaldırılıyor. Ayrımcı, tekçi, cinsiyetçi, mezhepçi siyasetin hakim siyaset haline getirilmesi hem çatışma ve ÅŸiddet ortamını sürekli canlı tutuyor. Halkları ve emekçileri kutuplaÅŸtıran, karşı karşıya getiren politika tüm yurttaÅŸların can ve mal güvencesini, emekçilerin onurlu çalışma hakkını ve iÅŸ güvencesini yok sayan saldırılara her gün bir yenisinin eklenmesinin kapısını ardına kadar açıyor. Ülke kaynaklarından üretime, istihdama, yatırıma, kamu hizmetlerine ayrılan pay gittikçe kısılırken silahlanmaya, olaÄŸan hale getirilen OHAL’e ayrılan pay artırılıyor. Barış demenin nerdeyse yasaklandığı ülkemizde sermayeye, rantçılara, kara para aklayıcılara çıkarılan vergi ve imar aflarına ‘vergi barışı,’ ‘imar barışı’ denilerek kamu kaynakları sermayeye peÅŸkeÅŸ çekiliyor. Yıllardır ülkeyi dışarıya, emperyalist ülkelere bağımlı hale getiren, halkın, emekçilerin alın terinin ürünü kamu iktisadi teÅŸebbüslerini sermayeye yok pahasına satan, halktan topladıkları vergileri yandaÅŸlarını beslemek için betona, inÅŸaata gömenler bugün yaÅŸanan krizi ‘ekonomik savaÅŸ’ olarak yutturmaya çalışıyor.''
TÜM YURTTA ALANLARDAYIZ
"Bu özleme kavuÅŸmanın yolu savaÅŸ ve çatışmadan deÄŸil, barış ve kardeÅŸlikten geçiyor. Bunun için emperyalist ülkelerin ve iÅŸbirlikçilerinin çıkar kavgasının eseri savaÅŸlar yoksul halkların ve biz emekçilerin savaşı deÄŸildir. SavaÅŸ ve çatışma ortamını besleyerek ülkemizin içinden çıkılmaz bir felakete sürüklenmesine karşı hepimizin Barışın Ä°yileÅŸtirici Gücüne Ä°htiyacı Var! Bizler, savaşın kazananı barışın ise kaybedeni olmadığı gerçeÄŸinin unutturulmak istenmesine, SavaÅŸların ve çatışmaların, ülkenin adım adım sürüklendiÄŸi krizin faturasının yoksul halka ve emekçilere yıkılmasına, SavaÅŸ ve çatışma ortamının emekçilerin üzerindeki sömürünün artırılmasının fırsatı haline getirilmesine karşı, Ülkemizin geleceÄŸine sahip çıkmak, demokrasiyi, laikliÄŸi, bağımsızlığı, barışı, eÅŸitliÄŸi, özgürlüÄŸü, adaleti savunmak ve gerçek kılmak için bugün tüm yurtta alanlardayız” dedi.