Mutfaklar yanıyor
AÇIKLAMA YAPTI
BaÅŸkan Kutluca, “Son yapılan araÅŸtırmaya göre dört kiÅŸilik bir ailenin saÄŸlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı, yani bilinen ifadeyle açlık sınırı 4 bin 552 lira olarak belirlenmiÅŸ. Gıda harcaması ile giyim, konut, elektrik, su, yakıt, ulaşım, eÄŸitim, saÄŸlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diÄŸer aylık harcamalarının toplam tutarı, yani yoksulluk sınırı ise 15 bin 139 lira olmuÅŸ. Bugün Türkiye’de yıllarca çalışmakta olan bir memur bile 15 bin lira maaÅŸ alabiliyor mu? Devletin ete kemiÄŸe büründüÄŸü, devlet hizmetlerini yürüten memurlarımız bile yoksulluk sınırı altında yaşıyorsa, Türkiye’nin büyüdüÄŸünü, zenginleÅŸtiÄŸini söyleyenler bunu nasıl söyleyebiliyorlar?
DAHADA BÜYÜYOR
Ülkemizde bekar bir çalışanın “YaÅŸama Maliyeti” ise 6 bin liraya yaklaÅŸmış durumda. Ä°ÅŸte geçinmenin bu kadar zor, saÄŸlıklı beslenmenin bu kadar lüks olduÄŸu bir dönemde gençlerimiz de artık aile kuramaz hale geldi maalesef. Toplumun en temel yapı taşı olan, nitelikli nesillerin yetiÅŸmesi için vazgeçilmez olan “aile kurumu” ekonomik sebepler nedeniyle sarsılıyor. Gençlerimiz iÅŸ bulmakta zorluk çektiÄŸi ya da iÅŸ bulsa bile geçinemediÄŸi için evlenemiyor aile kuramıyor. Aileler ise geçim zorluÄŸu ve yoksulluk nedeniyle çatırdayan iliÅŸkilerde yıpranıyor. Yoksulluk ve yoksunluk kaynaklı olarak aile içi ÅŸiddet olayları artıyor. Toplumsal yapı çözülüyor. Gıda enflasyonu, her geçen gün artan doÄŸalgaz, elektrik, ulaşım bedelleri dar gelirli vatandaşın belini daha da büküyor” dedi.
BUNU BAÅžARACAÄžIZ
Kutluca, “Bu yaÅŸam koÅŸullarında, bu kadar yüksek enflasyon ortamında mevcut gelir imkanları ile gençlerimiz nasıl yuva kuracak ta ev, bark, araba, çoluk çocuk sahibi olacaklar. Kötü ekonomi yönetimi sadece cepleri, mutfakları yakmıyor. Ä°nsanların yuvasını yıkıyor. Aile yapımızı yok ediyor. Nüfus istatistiklerine baktığımızda Türkiye’de nüfusun giderek yaÅŸlandığını, doÄŸum oranlarının azaldığını görüyoruz. Yani Türkiye, eskiden olduÄŸu gibi artık genç nüfuslu bir ülke kategorisinden yavaÅŸ yavaÅŸ çıkıyor. Gelecek projeksyonlarına baktığımızda ülkemizin genç nüfusunun ilerleyen yıllarda azalacağı görülüyor. Bir zamanlar en büyük övünç kaynağımız olan ve en önemli servetimiz olarak gördüÄŸümüz genç nüfusumuzu koruyamazsak Türkiye’yi nasıl ileriye taşıyacağız bunu düÅŸünmek zorundayız. Bizler kimin kaç çocuk yapacağı söylenmeden önce tüm çocuklarımızın saÄŸlıklı, dengeli, düzenli beslenmesine olanak saÄŸlayan “insanca yaÅŸam”ın kurulması gerektiÄŸini düÅŸünüyoruz. Çünkü insan onuruna yaraşır bir yaÅŸam lüks deÄŸil haktır. Saadet Partisi olarak, aile yapımızı, gençlerimizin geleceÄŸini, Türkiye’nin geleceÄŸini tehdit eden bu kötü gidiÅŸe dur demek, bu gidiÅŸi tersine çevirmek istiyoruz ve hep birlikte bunu baÅŸaracağız” dedi.